Yumurta ve İnsan Zekası

0
1730

Yıllar önce (26 Mart 1984) ünlü Time Dergisi yumurtayı kapak yapmıştı. Haftada 1 defadan fazla yemeyin diye. Geniş bir halk kesimi kolesterol lobisinin bu yalanına kandı. Onlara göre yumurta gibi kolesterol yönünden zengin besinlerin kandaki kolesterol seviyesini yükselttiği ve kalp krizi riskini arttırıyordu. İnsanlar yumurta yemeye korkar oldular. Aslında çok sayıda namuslu bilim adamı bunun yanlış olduğunu söylemesine rağmen seslerini yeteri kadar duyuramadılar. Binlerce ‘bypass’ ameliyatı yapmış ünlü bir kalp cerrahımız olan Prof. Dr. Birgün Sönmez geçen ay Star televizyonunda kendisiyle yapılan röportajda ‘yıllarca yumurtayı yasaklamakla’ yanlış yaptığını itiraf edince insanlar sarsıldı. Konunun yankıları devam ediyor. Bu nedenle bültenimizin bu sayısını ünlü edebiyatçı ve psikiatrist Uz. Dr. Kaan Arslanoğlu’nun yumurta ile ilgili ilginç yazısına ayırdık. Yazının sonunda editörümüzün yorumu da var.

Yumurta ve İnsan Zekası

Star Haber’de Uğur Dündar’ın konuştuğu Prof. Dr. Birgün Sönmez yumurtanın itibarını iade etti! Sönmez hastalarına yıllarca yumurtayı yasaklamış, ama sonunda katıldığı bir kongrede söz konusu doğal besinin önemli bir zararının bulunmadığını öğrenmiş! Yumurtayı yasakladığı insanlardan özür diliyor! Ne çok ünlem işareti kullanmak zorundayım, ben de bunun için sizlerden özür diliyorum.

Prof. Dr. Birgün Sönmez Türkiye’de çok ünlü bir kalp cerrahı. Sözlerinin muhakkak bir hikmeti vardır. Zaten dikkat ederseniz ilk cümledeki tüm isimler ünlüdür, medyadır, medyatiktir. İşin aslı konuyla ilgili en önemli problemlerden biri de budur.

Tuhaf olan şudur ki, bundan yirmibeş yıl önce kanda yüksek kolesterol bulgularıyla başvuran hastalarına özellikle yumurta yemelerini öneren doktorlar biliyorum. Hem de istedikleri kadar. Dr. Birgün Sönmez’in yirmi beş yıl sonra ulaştığı noktada insanlara günde sadece bir yumurtayı artık yasaklamadığını koskoca bir kanalın ana haber bülteninde öğrendiklerinde acaba ne hissetmişlerdir?

Garip olan başka bir gerçek, Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Prof. Dr. Kenan Demirkol gibi ticari tıbba savaş açmış hekimler bu ülkede en az on yıldır doğru beslenme alışkanlıklarını öğretmek için mücadele veriyorlar. Söyledikleri bilimsel gerçeklerden biri de şudur: Kandaki kolesterolün yüksek olması tek başına tehlike değildir. Hatta iyi kolesterolün yüksekliği sevinilecek bir şeydir. Toplam kolesterol yükselişi olsa olsa bir şeylerin yolunda gitmediğini gösterir. Asıl tehlike artmış insülin düzeyleri ve artmış insülin direncidir. Ve ayrıca, kanda kötü kolesterolü artıran şeyler, besin olarak alınan yiyecekler değildir, mesela yumurta değildir. Kolesterolü beden üretir. Bunu da en çok şekerden, karbonhidrattan, yani ekmekten, makarnadan, bisküviden üretir. Zararlı olan besinler bunlardır, kırmızı et, zeytinyağı, tereyağı değil, yumurta değil.

Konunun garip olan yanı söz konusu hekimler ve onlar gibi düşünenler pek çok araştırmaya dayanan bu gerçekleri sadece küçük muhalif medya organlarında değil, zaman zaman büyük medyada da dile getirirler. Lakin anlayan kim?

Her alanda aptalca önyargıların süregitmesinde daima ve sadece yönetenleri ve onların medyatik organlarını mı suçlamalıyız? Evet, onları da suçlamalıyız, hatta esas olarak onları suçlamalıyız. Bakın medyadaki reklamlara, yarıdan çoğu gıda reklamlarıdır. Para oradan geliyor, patron onlardır. Bu reklamı yapılan gıdaların da büyük çoğunluğu başlı başına zehir olan şekerli, unlu, karbonhidratlı gıdalardır. Bu durumda medyadan asla doğru beslenme mesajları beklemeyin, asla doğru uzmanların konuşmasını ummayın. Bir doğru mesaja karşın abartmasız en az on yanlış mesajı göze alın.

Ama Dr. Birgün Sönmez gibi arada sırada ve eksik çekinik doğru şeyler söyleyenler çıkarsa bunun toplumda doğru bir yönelime yol açmasını da asla beklemeyin. Ne kadar medyatik, ne kadar ünlü ve sevilir de olsalar, on tane Sönmez, on tane de Uğur Dündar gelse toplumdaki aptalca bilgisizliği, körcesine vurdumduymazlığı, andavalcasına önyargıları yıkamazlar.

İtiraf etmeliyim bir kez daha: İnsan zekasına hiç güvenmiyorum. Günde bir değil beş yumurta yeseler biraz düzelirler de, tam değil. Beslenme gibi hayli somut bir gerçeklikte değil mi ki tekrarlanan onca doğruya karşın yanlışta direniyorlar, daha soyut zekayı gerektiren toplumsal konularda pek fazla şeyler beklemeyin.

Yazdıklarımdan fazla bir şey anlamadıysanız ki, konuyla ilgili ilk kez böyle bir aykırı görüşle karşılaşmışsanız, size bir beslenme tarzından söz edebilirim: Taş Devri Beslenme İlkeleri. Bunun için www.beslenmebulteni.com adresinde çok ayrıntılı bilgiler bulabilirsiniz.

Kaan Arslanoğlu
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/7287.html

Editörün notu

Yumurtada bir canlıyı oluşturacak bütün ham maddeler mevcut. O nedenle yumurta değil, yumurtaya kötü diyenler kötüdür. İnsanların milyonlarca yıldır yedikleri mükemmel bir gıda nasıl böyle yerin dibine batırılır?

Yıllar önce (26 Mart 1984) ünlü Time Dergisi yumurtayı kapak yapmıştı. Haftada 1 defadan fazla yemeyin diye. Geniş bir halk kesimi kolesterol lobisinin bu yalanına kandı. Onlara göre yumurta gibi kolesterol yönünden zengin besinlerin kandaki kolesterol seviyesini yükselttiği ve kalp krizi riskini arttırıyordu. İnsanlar yumurta yemeye korkar oldular.

Birçok hekim ve diyetisyen kalp hastalığından korunmak için yumurta ve süt gibi doymuş yağ ve kolesterolden zengin yağların tüketilmenesini önermektedir. Yapılan araştırmalar ise tam tersini göstermektedir. Geleneksel diyetlerinde yüksek oranda (%60-80) doymuş yağ bulunan Aborijinler (Avusturalya), Eskimolar (Kanada), Hazdalar (Tanzanya), !Kunglar (Botswana), Pigmeler (Zaire) ve Yanomamoların (Brezilya) kan kolesterol düzeyleri çok daha az doymuş yağ tüketen (%35-40) Amerikalılardan (USA) çok daha düşüktür.

Diyetlerinde yüksek yağ bulunan topluluklarda ortalama kan kolesterol düzeyleri (Cordain L, Friel J. The Paleodiet for athlets. 2005, Rodale Inc, USA)

Etnik grup/Kabile Ülke Ortalama kan Kolesterol Düzeyleri (mg/dL)
AborijinEskimoHadza!

Kung

Pigmeler

Yanomamo (E)

Yanomamo (K)

Beyaz

AvusturalyaKanadaTanzanya

Botswana

Zaire

Brezilya

Brezilya

ABD

139141110

120

106

123

142

210

Yumurta nasıl yenmeli?

Yumurta en kaliteli protein kaynağıdır. Köy yumurtası tercih edilmelidir. (Özgür dolaşan tavuklar!). Günde 1-4 adet yenilebilir. Tercih sırasına göre

  1. Çiğ (enfeksiyon olmadığından eminseniz! (kabuğu sağlam, pis kokmuyor ve suya konduğunda yüzmüyorsa yumurta çok büyük bir olasılıkla temizdir)
  2. Rafadan
  3. Lop
  4. Kızartma (mümkünse yenmemeli, yenilecekse, zeytinyağında ya da tereyağında yapılmalı ve önce akı pişirilmeli, sarısı ayrıca çiğ olarak eklenmeli)

Yumurtanın yararları

  • Görmede azlığına yol açan maküler dejenerasyonu azaltır (lutein)
  • Kolesterolü düşürür!!! (kolin).
  • Bellek ve öğrenme kapasitesini artırır (kolin)
  • Asetilkolini artırır.
  • Yumurta sarısı kalsiyumdan ve karotenoidlerden zengindir.
  • Çinko içeriği yüksektir
  • Magnezyum içeriği yüksek (migren, fibromiyalji vb)
  • Antioksidan ve antienflamatuvardır.
  • Omega-3’ten zengindir (Özgür dolaşan tavuklar!)
  • A, D, K vitaminleri, demir, selenyum, riboflavin ve niasinden zengindir.

Köy tavukları

Son yıllarda kuş gribi bahanesi ile köy tavukçuluğu katledildi. Zannedersiniz ki kuş gribi sadece bizim ülkede oldu. Köy tavukçuluğunu yasaklamak öteki ülkelerden hiçbirinin aklına gelmedi nedense.

Ülkemizde halk sağlığını düşündüğünü söyleyen bazı bilim insanları (!), araştırmacı gazeteciler ve gıda tüccarları el birliği ile köy tavuğunu yasaklattılar. Bunların gözü dönmüş. Köylünün kazandığı üç kuruşta bile gözleri var.

Maalesef amaçlarına da ulaştılar. Köylü kendisi için önemli bir geçim kaynağı olan yumurta ve tavuğu artık pazarda satamıyor. Çiftlik tavukları ise birkaç hafta olan ömürleri boyunca ne ayakları toprağa değiyor, ne de güneşi görebiliyorlar. Önlerine konulan suni yemleri, hormonlu gıdaları yiyerek hızla kilo alıyorlar ve gün yüzü görmeden tenceremize düşüyorlar.

Tavuklar çok yumurtlasın diye gece gündüz ışık altında tutuluyorlar. Çiftlikler bir hayvan işkencehanesine benziyor.

Bu tavukların ne etlerinde ne de yumurtalarında yeteri kadar vitamin, mineral, omega-3 yağ asiti ve diğer besin maddeleri var. Bu yüzden etleri ve yumurtaları lezzetsiz. Zaten bu yumurtalardan civciv çıkması bile çok zor.

Kuş gribinden kurtulalım diye özgür dolaşan tavukları katledenler, börtü böceklerle beslenen bu hayvanların keneleri de temizlediğini ve sağlığımızı koruduğunu göz ardı ettiler. Şimdi Kırım-Kongo kanamalı ateşi denilen ölümcül hastalıkla cebelleşiyoruz. Ne diyelim buna sebep olanlar uygun yerlerine kına yaksınlar!

Prof. Dr. Ahmet Aydın
besahmet@yahoo.com

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz