6.2 C
İstanbul
Çarşamba, Aralık 11, 2024

spot_img

Pediatrik alerjik hastalıklarında yaşamın ilk yılında bağırsak mikrobiyotası olgunlaşmasında gecikme olduğu keşfedildi

Alerjik hastalıklar dünya çapında yüz milyonlarca çocuğu etkilemekte ve yaygınlığı her geçen yıl artmaya devam etmektedir.

Bebeklik döneminden başlayarak mikrobiyotanın gelişimi, daha istikrarlı erişkin yapıya ulaşmadan önce dış etkilere karşı özellikle hassastır. Gerçekten de, doğum şekli, beslenme, kentsel yaşam ve antibiyotiğe maruz kalma gibi alerjik hastalıklar için birçok risk faktörü de erken dönem mikrobiyota üyeliğini ve yapısını etkilemektedir.

Yakınlarda Nature dergisinde yayınlanan CHILD kohort çalışmasında 5 yaşında farklı allerjilere (astım, allerjik rinit, besin alerjisi, atopik dermatit) sahip olan çocukların bebeklik dönemlerine ait bağırsak bakteri çeşitliliğinin ve sindirim kapasitesinin allerjisi olmayan çocuklara göre az olduğu tespit edildi. Mikrobiyota olgunlaşmasındaki bu gecikme bağırsak geçirgenliğinde artış, azalmış sindirim kapasitesi, artmış biyojenik aminler gibi mekanizmalar ile allerjik hastalıkların oluşumunu kolaylaştırdığı düşünülmektedir.

Bu çalışmayı çok önemsiyorum. Konu ile ile ilgili daha önce sitemizde yayınlamış olduğumuz makale de çocuklarımızın hayata iyi bir başlangıç yapabilmeleri için bağırsak mikrobiyotalarının yaşamın ilk 1000 gününde çok iyi hazırlanması, çeşitlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştim.

Çok uzak olmayan bir zamanda bilim bize çocukların erişkin mikrobiyotasına 3 yaşında ulaştığını söylüyordu. Ancak son çalışmalar gerçekte 12 yaşında bile ulaşılamadığını göstermektedir. Çocuklukta kazanılmayan mikrobiyota çeşitliliği erişkin dönemde pek çok kronik hastalığın temelini oluşturmaktadır.

Mikrobiyotamız vücut savunma sistemi, şeker ve lipid metabolizması, beyin mimarisi gelişimi, strese karşı yanıtımızda yönetici görevi görmektedir. Mikrobiyota çeşitliliğin kazanılamaması allerjik hastalıklarda olduğu gibi vücut savunma hücrelerinin yanlış yollara sapmasına neden olmakta, sindirim kapasitesinin azalmasına neden olmaktadır. Öte yandan prebiyotik, probiyotik takviyesi ile mikrobioyotayı düzeltmeye çalışmanın allerji gelişimini engeleyici/tedavi edici etkisi gösterilememiştir. Mikrobiyotanın yüksek uyum yeteneği vardır. Siz beslenmenizi değiştirdiğiniz anda beslenme modelinize uygun bakteri aileleri çoğalıp çeşitlenirken bazı bakteri ailelerinin ise sayısı azalır.

Mikrobiyota çeşitliliğini artırıcı önerilerimizi sıralarsak

-Ailenizin toprakla, hayvanlar ile temasını sağlayın.

-Aşırı steril bir yaşamdan uzak durun. Kovid zamanı başlanılan ve hala devam ettirilen sterilizasyon ürünlerini bırakın.

-Her ateşli hastalıkta (büyük ölçüde virutik) antibiyotik kullanmayın. Anbiyotiklerin dost bakterileri yaylım ateşine tutuğunu unutmayın.

-Süt çocukluğu döneminde çeşitli sebze, baklagil ve tahıl grubunu hayvansal proteinlerin önünde tutun, ancak hayvansal proteinleri kısmayın.

-Meyveleri meyva suyu olarak değil meyve olarak yenilmesini temin edin.

-Hazır, işlenmiş, paketlenmiş gıdaları asla vermeyin

-Mayalanmış süt ürünlerini (ev yoğurdu, eski usül peynir, tereyağı) tercih edin.

-Çekirdek aile değil, kalabalık aile ortamında yaşamı tercih edin.

-Rafinerize un ve un ürünleri yerine tam tahıl (tane) tüketin. Beyaz una sonradan katılmış tam tahıl aldatmasına kanmayın.

-Geleneksel hazırlanmış turşuları (hazır değil) masanızdan eksik etmeyin.

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bağlı Kal

6,834BeğenenlerBeğen
1,577TakipçilerTakip Et
0AboneAbone Ol

Son makaleler