Crossfit Üzerine …

0
2586

Üç ay öncesine kadar beslenmesine özen göstermeyen ve egzesiz yapmayan çoğunluk içerisindeydim. İnsan 20 yaşında olunca kendinde dilediği kadar dinlenme ve fast food tüketme gücü bulabiliyor.  Ancak Aralık sonunda Taş Devri (Paleo) Diyetine, Şubat sonunda da Crossfit’e başladım. İkisine ait konuşmalara uzun zamandır kulaklarım aşinaydı ancak anladım ki kulaklarımın aşina oldukları hikayeler yanlıştı. Bu şekilde yerli yabancı  akademik / akademik olmayan kaynaklara göz atmaya başladım. Paleo diyetini özümsemiş ve kendi sistemine entegre etmiş Crossfit’in ne yazık ki ‘Bugün neremizi kırsak’ ön yargılarıyla karşı karşıya olduğunu gördüm. Olurda cesaretinizi toplar ve bu sporu Türkiye’de gerçekleştirmek isterseniz yıllık ücreti karşısında popüler kültürün kurbanı olmama imkanınız sıfır. Bunun sebebiyse yurtdışında ivme kazanmış bir işin şirketlerine daha fazla kar getirebilme imkanı.

Bu siteye göz atan birisi olduğunuzu göz önünde bulundurarak Taş Devri Diyeti’nin tanımı yapmama gerek yok sanırım. Öncelikle Crossfit’in tanımından ve yapılabilirliğinden başlayalım. Crossfit güç ve kondisyon geliştirmeyi hedefleyen bir spordur.  Normal bir Crossfit salonunu  fitness salonundan ayıran özelliği hocaların gözetiminde olmanız ve sadece fonksiyonel aletleri kullanıyor oluşunuzdur. Bir Crossfitçiyi   Fitnessçıdan ayıran ise onun bir kas yığını oluşu değil fonksiyonel bir birey oluşudur. Bunu sağlayan çeşitlendirilmiş egzersiz türleri ve sınırları zorlamanızdır. Bu sporda genci, yaşlısı, zayıfı, şişmanı pek çok gruptan insan aynı egzersizin kendilerine uyarlanmış halini kullanarak gelişmeyi hedeflerler. Bir çok kurs derslerine katılmadan önce sizden bir başlangıç programına katılmanızı isterler. Bu başlangıç programlarında teknik öğretilmesi, ağırlığın az olması esastır çünkü ağırlığın arttırılması tekniğinizi ne kadar iyi yaptığınızla alakalıdır. Başlangıç programları yaklaşık 2-3 hafta sürmekle beraber eğitiminiz bu süreden sonra hocalar eşliğinde genele hitap eden Crossfit dersleriyle sürdürülecek. Hocalar size hangi ağırlığı kullanmanız, nasıl durmanız konusunda yardımlarını esirgemeyecekler. Crossfit dersleri WOD (Günün çalışması), Strongman çalışmaları ve Mobility (Hareketlilik) olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Hocalar sizin hangi çalışmalara katılıp katılamayacağınızı belirleyeceklerinden kendinize bir program hazırlamanıza gerek yoktur. Zaten bu sporun en önemli artılarından birisi size bu yolda her zaman her konuda destek olacak hocalarınızdır. Günün sonunda vücudunuz tam kapasite çalışmış ve dolayısıyla yorulmuş olacak. Ancak bununla gelişen kas ağrısı dışında yaralanma gibi bir sıkıntı yaşamazsınız. Egzersiz sonrası doğal veya yapay takviyelerle gereken maddeleri almanız gerekecektir (Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın 7’den 70 Taş Devri Kitabının 38.bölümü konuya giriş niteliği taşımaktadır). Piyasada kasların yenilenmesi ve geliştirilmesiyle alakalı pek çok kaliteli ürün bulunmakta. Crossfit kendi içinde Taş Devri Diyeti’ni özümsemiş olsa da Taş Devri Diyeti’ni zorunlu kılan bir çalışma değildir; dolayısıyla beslenme düzeniniz tamamen sizin elinizde. Antrenman ve beslenme konusu sn. Prof. Ahmet Aydın’ın da bahsettiği ‘Paleo Diet for Athletes’ kitabında detaylıca anlatılmış. Bu işi 1 yıldır yapan insanlar bile videolarda gözünüzü korkutan haraketlere başlamıyorlar; çünkü o hareketler profesyonellerin işi ve profesyonel olmak için esas kendinizi geliştirmekten geçiyor. Dolayısıyla Crossfit’in tehlikeli olduğu bir asparagas haber, kanıtı  sözde değil bir araştırmada saklı.

Bob LeFavi.Ph.D. CSCS.USA ‘ nın ünlü Crossfit dergisi The Box’ta yayınlanan Crossfıt Tehlikeli Mi ? adlı makalesinde kalıplaşmış önyargıları yıkacak oldukça bilgi içermekte. Galler’deki Cardiff Üniversitesi’nde Crossfit’te gerçekleşen yaralanmalar üzerine bir araştırmada her 1000  saatlik egzersizde 3.1 oranında yaralanma  görülmüş. Araştırmacılar bu yaralanma oranının Olimpik Ağırlık Kaldırma, Jimnastik, Powerlifting yaralanma oranlarından farklı olmadığını belirtiyor. Üstüne üstlük Crossfit’teki yaralanma oranı futboldan daha düşük. Crosffıte gerçekleşen yaralanmaların büyük bir kısmının deneyimsizce yapılan omuz haraketlerinden kaynaklandığını belirtelim. Şu ana kadar Crossfit sebebiyle ölen birisi yok ancak eğitim almanız bu sporu gereğince uygulamanız için çok önemli.

Sanıyorum aklınıza takılan sorulardan bir diğeri bu sporu evde yapıp yapamayacağınızdır. Kendinize güveniyor, araştırmacı ve çevikseniz evde bu sporu pekala gerçekleştirebilirsiniz. Kısacası Squat. Deadlift ve Burpee gibi terimleri tam anlamıyla kavradığınızı düşünüyorsanız bu sporu evde yapmayı düşünebilirsiniz. Fakat salona vermeyeceğeniz paranın karşılığı sizden çalınacak zaman. Size tavsiyem spora yeni başlıyorsanız teknikleri öğrenmek için  en az 1 sene spor salonuna gitmeniz. Bu sporu evde yapmaya kararlıysanız temel malzeme listesi aşağıdaki gibi,

15-20 kg arası bar

15-20 kg arası kettlebel

Pvc bar

İp atlamak için ip

Temel malzeme listesi dışında gelişim gösterdiğinizde evinize kurmanız gereken sistemler. almanız gereken yeni aletler olacaktır. Tahmin edebildiğiniz gibi eve Crossfit salonu kurmak araştırma, para, zaman ve güç isteyen bir iş. Şu an  bildiğim kadarıyla İstanbul’da 3, Ankara’da 3 olmak üzere toplam 6 salon var. Crossfit Salonu seçerken ilk kıstas hocaların sertifikası (Level 1 sertifika yeterlidir) olup olmadığı. İkinci önemli kıstas ise mekanın sizin için ulaşılabilirliği çünkü en az haftada 3 kez 1 saatinizi ayıracağınız bir spordan bahsediyoruz. Üçüncü önemli kıstas ise ortam ve insanların samimiyeti çünkü iyi bir ortam iyi bir çalışma ve motivasyon demektir. Crossfit için özel giyim ürünleri almanıza gerek olmasa da bu konuda ısrarcıysanız Reebok Crossfit ve Nike’ın koşu ürünlerini araştırabilirsiniz.

Peki ben ne tür gelişmeler yaşadım ve sizler için bu yazıyı hazırladığım. Crossfit’e başlamadan önce ip atlayamıyordum ip atlar oldum. Duruş bozukluğum vardı, yüksek oranda düzeldi ve genel anlamda bir kondisyon artışı yaşadım. Aralık 2014 öncesi ciddi beslenme sıkıntılarım vardı ve bunlar büyük ölçüde azaldı. Ancak en önemlisi bu gelişmelerin 1 ay içinde yaralanmadan gerçekleşmiş olması ve kazanılan ikinci aile ortamıydı. Tabii şunu belirtmem gerek; bu yola her ne kadar kötü başladıysam da yağ oranım yüzde 17 idi. Normal fitness salonlarının aksine iletişimin oldukça ön planda olduğu bir mekandır Crossfit salonu ki bu size çalışmalarınızda destek olacak önemli etkenlerden birisi. Çalışmalar sizi aşan sınırları zorlamayacak, fakat hiç zorlanma olmaması gibi bir durum yok.

Buradan 1 ayda benim ailem olmuş Crossfit Sheffield ailesine,Tony ve tüm hocalarıma beni bu sporu sevdirdikleri için teşekkürü borç bilirim. Beni Taş Devri Diyeti’yle tanıştıran ve bana araştırmayı öğreten Prof. Dr. Ahmet Aydın’ı rahmetle anıyorum.Son olarak Beslenme Bülteni ailesine destekleri için tekrar tekrar teşekkür ederim.

Deniz Ozkardas , Sheffield

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz