Zehirli Maddeler Kullanmadan Evde Temizlik

0
1256

 Mobilyalar

Mobilya cilalarının, özellikle de aerosol olanların normal kullanımı sırasında çıkan gazların kazara solunması ya da yutulması ciddi bir tehlike oluşturur. Bu cilaların yapımında pek çok zehirli madde kullanılır. İnsan için kanser yapıcı olduğundan şüphelenilen fenol, cilaların çoğunda bulunur. Fenol deriye temas ederse, şişme, soyulma, yanmaya neden olup kurdeşen ya da sivilceler oluşturabilir. Dahili olarak çok az miktarda bile alınması dolaşım sisteminin çökmesine, çırpınma, soğuk ter, koma ve ölüme neden olur. Mobilya ve yer cilalarında sık sık karşılaşılan diğer kimyasallar ise nitrobenzen (çok zehirli), akrilonitril, amonyak, deterjanlar, yapay kokular, nafta ve damıtılmış petrol ürünleridir.

Bunlar yerine;

* Bir ölçü bitkisel yağa, bir ölçü limonsuyu veya sirke karıştırarak ince bir şerit halinde uygulayıp iyice ovalayabilirsiniz.

* Ahşap yüzeylerdeki su izlerini bir parça diş macunu ile ovalayarak silebilirsiniz. Cilasını yitirmiş yüzeylere yarım litre bitkisel yağa 1 yemek kaşığı limon yağı ilave edip uyguladığınızda parlaklığı yeniden kazanabilirsiniz.

Cam ve ayna temizleyiciler

Cam temizleyicilerin çoğu su, amonyak ve biraz da mavi boya karışımından başka bir şey değildir. Amonyak içeren cam temizleyicileri fazlasıyla tahriş edici gazlar yayar ve kazara göze püskürtülürse zararlı olabilir. Kimi cam temizleyicilerinde, camın üzerinde bir tabaka oluşturan ve camı su-sirke karışımıyla silmek istediğinizde renkli çizgiler oluşmasına neden olan parafin de bulunur. Böyle bir durum oluşmuşsa, kimyasal kullanmadan pencerelerinizi temizleyebilmek için mumlu tabakayı çıkarmak amacıyla alkolle biraz ovmanız gerekecektir.

Bunlar yerine;

* 2 ml bitkisel kaynaklı sıvı sabun veya yeterince arap sabunu, büyükçe bir fincan sirke ve 500 ml sıcak suyu karıştırıp püskürtücülü bir şişeye doldurun. Temizlemek ve cilalamak için yüzde 100 pamuklu bir bez kullanın.

* Camlarınızı önce alkolle sonra da eşit miktarlarda katılmış sirke veya limonsuyu ve su karışımı ile temizleyin. 2 çorba kaşığı çamaşır sodası veya boraks ve 3 bardak su; 2 çorba kaşığı mısır nişastası, yarım bardak sirke ve 4 litre ılık su karışımları da işinizi görecektir. Pencerelerinize yukarıdaki karışımları püskürtüp doğal keten bir havlu, temiz, nemli güderi bez veya kauçuk cam sileceği ile temizleyebilirsiniz. Gazete kağıdı da bu amaçla sıklıkla kullanılmaktadır ancak, nemlendiklerinde kimyasal duman verirler.

Duvarlar

* 2 kaşık mısır nişastası ile yarım bardak sirkeyi 4 litre suda karıştırın. Süngerle uygulayıp yumuşak bir bezle kurulayın.

* 4 litre sıcak suya 2 kaşık boraks karıştırın. Süngerle uygulayıp yumuşak bir bezle kurulayın.

Dolaplar

* Formika dolap ya da tezgah üstlerini temizlemek için 2 ml bitkisel kaynaklı sıvı sabun veya yeterince arap sabunu, büyük bir fincan sirke ve 2 ml zeytinyağını, 125 ml ılık suya katıp karıştırın. Dolaplara püskürtüp süngerle temizliğinizi yapın ve ıslak bezle iyice durulayın.

Halılar ve kilimler

Halı ve döşemelik kumaşların temizliği için hazırlanmış şampuvanların birçoğunun aktif maddesi, genellikle leke çıkarıcı olarak kullanılan bir çözücü olan perkloretilen’dir. Bu madde kanserojen olarak bilinir ve hemen görülebilen etkileri sersemleme, baş dönmesi, uyku hali, mide bulantısı, titreme, iştah ve oryantasyon kaybı olabilir. Uzun dönemli maruz kalma sonucu karaciğer ya da merkezi sinir sistemi zarar görebilir. Halı şampuvanlarında, yine insanlar için kanserojen etkilerinden şüphelenilen naftalin, etanol, amonyak ve deterjanlar bulunabilir. Halı ve kilimler çoğunlukla naylon, lateks, polyester, poliüreten, pvc/vinil klorid, akrelik gibi plastik malzemelerden yapılır. Plastik malzemeler doğal malzemelere göre çok daha fazla toz çeker ve tutar. Doğal malzemelerden oluşan bir duvardan duvara halınız varsa bile büyük olasılıkla zeminde poliüreten kullanılmıştır. Mümkünse sentetik malzemelerden ve duvardan duvara halılardan kaçınılmalıdır.

* Halılarınıza mısır nişastası veya sodyumbikorbonat serpip (ortalama büyüklükte bir odayı kaplayan halı için bardak) 30 dakika bekledikten sonra elektrik süpürgesi ile süpürün.

* Yeteri kadar arapsabununu sıcak suda köpürtüp uygun bir bezle sildikten sonra sirkeli su ile nemlendirdiğiniz bir bezle halının tüylerini yattığı yönde, zorlamadan silin.

Halı lekeleri

Çamur: Çamurun bulunduğu yeri tuzla ovun, bir saat kadar bekletin ve elektrik süpürgesiyle temizleyin.
Kahve: Sıvı soda ile lekeyi silin, süngerle temizleyin.
Kırmızı şarap: Kurumadan lekeyi tuzla kaplayın, kuruyunca elektrik süpürgesiyle temizleyin.
Meyve suları: Lekeye az miktarda kaynar su dökün ve süngerle silin.

Küf temizleyiciler

Küf temizleyicilerde; deriyle teması ve solunması durumunda zararlı, yutulması durumunda ise ölümcül bile olabilecek fenol, kerosen, pentaklorofenol gibi kimyasallar ve pestisitler (zirai ilaç) bulunur. Bu ürünlerde göz, boğaz, deri ve ciğerler için tahriş edici olan ve insanlarda kanser yapıcı etkilerinden şüphelenilen formaldehit de bulunabilir. Bunlar yerine;

* Yarım çay kaşığı çamaşır sodası, yarım çay kaşığı boraks, 2 ml bitkisel kaynaklı sıvı sabun veya yeterince arapsabunu ve büyükçe bir fincan sirkeyi, yarım litre çok sıcak suda karıştırın. Püskürtücülü bir şişeye koyup duş çevresindeki duvarlar ve duşakabinlerdeki kir, sabun köpüğü lekeleri ve mineral kalıntılarını temizlemek için kullanın. Daha sonra sirkeli su ile durulayıp yumuşak bir bez ile cilalayabilirsiniz.

* Plastik duş perdelerini eldivenle, ılık suda 2 kahve fincanı boraksla yıkayın. Asarak güneşte kurutun.

Koku Gidericiler

Oda deodorantlarının çoğu hiçbir şekilde havadaki kötü kokuları yok etmez. Bazıları rahatsız edici kokuları, hoş kokularla örtmeye çalışır, bazıları da burun yollarını yağlı bir tabakayla kaplayıp koku alma duyumuzu engelleyen bir kimyasal yayar. Oda deodoratlarında bulunan kimyasal maddelerden bazıları naftalin, fenol, kresol, etanol, ksilen ve formaldehit’tir.

Bunlar yerine;

* Püskürtücülü bir şişede 500 ml sıcak su içine, yarım çay kaşığı karbonat, 1 çay kaşığı limon suyu ve 2-3 damla arzu ettiğiniz bir bitkisel yağı ekleyerek karıştırın. Havayı tazelemek için ve kötü kokuları gidermek istediğiniz yerlerde havaya püskürterek kullanın.

* Bir kaşık sirke, karbonat, uçucu yağlar, doğal malzemelerden yapılmış tütsüler ya da potpuri (kokulu bitkiler, hoş kokulu kuru çiçek ve baharatlardan hazırlanmış karışımlar) hoş olmayan kokuları emer.

* Birçok bitki havadaki kirliliği emerek etkisiz hale getirir. Ne kadar çok bitki bulunursa etkileri o kadar artar. En etkili bitkiler arasında sarısabır, İngiliz sarmaşığı, incir ağacı, kasımpatı ve kurdele çiçeğini sayabiliriz.

Vücut temizliği

Vücut temizliğinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta toz ve kirle kapanan gözeneklerin açılarak oksijen almasını sağlamaktır. Her gün sabunla yıkanmak vücut yağlarını alıp cildi kurulaştırabilir. Ayrıca çok sık ve fazla sürülen kremler de gözenekleri kapatarak oksijen alımını engeller, bu da cilt sağlığı için sakıncalıdır.

Her gün ılık suyla ve lifli bir bezle hafifçe yapılacak bir temizlik cildin nefes alması için yeterlidir. Ayrıca gerek olduça ponza taşı da topuk ve nasırlar için kullanılabilir. Saç bakımı için daha çok bitkisel özlü doğal şampuvanlar kullanmayı tercih edin. Sık sık şampuvan değiştirmek de saçı yıpratır.

Saç bakımı

* 2 yumurta sarısını sıcak suyla iyice çırpın, saçınıza masaj yaparak yedirin, 10 dakika bekledikten sonra durulayın.

* Alman papatyasını kaynatın, süzün. Yumurta akını çırpıp bununla karıştırın. Saçlarınıza iyice yedirip biraz bekledikten sonra durulayın.

* Saçlarınızın parlaması için bir demet maydanozu 20 dakika kaynatın. Suyunu durulama suyu olarak sullanın. Ayrıca 1 avuç ısırgan otunu 2 bardak suda kaynatıp durulama suyu olarak kullanmanız da saçlarınızda parlaklık sağlayacaktır.

* Boraks kolay çözünmeyen bir madde olduğu için, ağırlığınca 22 kat su içinde veya ağırlığınca yarısı kadar kaynar suda çözmek gerekir.

** Tüm kaşık ölçülerinde çorba kaşığı baz alınmıştır.

Aerosoller

Amonyak, sentetik koku maddeleri ve diğer zehirli maddeleri içeriyor. Artık sera etkisine ve ozon tabakasının tahribine yol açan CFC’ları içermiyor olsalar da, yeni nesil itici gazlar üretime yeniden kazandırılamayan kapları ile insan ve çevre sağlığını tehdit etmeyi sürdürüyor. Laboratuvar çalışmaları yeni nesil itici gazların içerdikleri bütan, izobütan ve propan gazları sebebiyle kalp, merkezi sinir sistemi ve akciğerler için zararlı olduklarını gösteriyor. Kötü kokuları maskelemek için aerosollerde kullanılan maddeler burundaki geçitleri kaplayarak ve sinirleri işlevsiz kılarak koku hissini zayıflatıyor. En iyisi mümkün olduğunca aerosol kullanmamak ve önerdiğimiz karışımları pompalı spreylerle kullanmak.

Deterjanlar ve fosfat

Çamaşır ve bulaşık deterjanlarının performansını artırmak ve suya yumuşaklık vermek için kullanılan fosfatın, çevre üzerindeki etkileri başta ABD olmak üzere, gelişmiş ülkelerin en önemli çevre sorunlarından biri haline gelmiştir. Örneğin; Avusturalya’da atıksu sistemlerine aktarılan fosforun yüzde 30’u, fosfatın da yüzde 20’si deterjan kaynaklıdır.

Fosfat, ırmakları, gölleri ve fazla akıntı olmayan körfezleri istila eden zehirli mavi-yeşil alglerin (yosunların) ana nedenidir. Deniz, akarsu ve göllerde en belirgin kirlenme çeşitlerinden biri, aşırı üretim anlamına gelen ötrofikasyondur. Suyun yeşil ve bulanık bir renge dönüşmesine, kıyılarda fosfatla beslenen yosunların (alglerin) birikmesine yol açar. Aşırı fosfat ile birlikte insan tarafından sulak alanlar ve denizlere yüklenen diğer bitki besin maddeleri, bu yosunların çok büyük miktarda üremesine, hızlı büyümesine sebep olur. Bu yosunların dibe çöküp ayrışması sonucu, dip suların oksijeni tükenir ve hidrosülfit gazı (çürük yumurta kokusu) ortaya çıkar. Bu, suda yaşayan canlı hayatın sonunu hazırlar. İzmir Körfezi, Köyceğiz Gölü fosfat kaynaklı kirlenmenin ve ötrofikasyonun iki örneğini oluşturuyor.

Deterjanlardaki fosfor oranı 3 ile çarpıldığında fosfat oranına ulaşılır. Örneğin; yüzde 8 fosfor, yüzde 24 fosfata eşdeğerdir.

Kağıt Temizlik Ürünleri

Kağıttan temizlik ürünleri bir anda nasıl da, pamuktan havlularımızın, bezlerimizin yerini aldı. Sorgusuz, sualsiz kabullendik tuvalet kağıtlarını, peçeteleri, havluları…

Kağıt endüstrisinin “al, at” diyerek verdiği pasla, kendi kalemize bir güzel “gol” atıyoruz. Kolay, hazır, yıkama derdi yok, temiz görünümlü, alıyorsun bir sefer kullanıp atıyorsun. Oysa kendimizi, geleceğimizi atıyoruz çöpe.

Bir kağıt havlu ne kadar kötü olabilir ki?

Yeterince kötü, açıkça söylemek gerekirse ölümcül olabilir. Kağıt havlularla ilgili problem en başta dioksinin varlığından kaynaklanıyor. 75 üyeden oluşan kimyasal ailesine “dioksin” adı veriliyor. (Bunlardan biri Vietnam Savaşı’nda ABD tarafından bir silah olarak kullanılmıştı.) Dioksinler, kağıt sanayinde, klorla ağartma işlemi sırasında oluşuyor ve araştırmalar evlerimizde kullandığımız ürünlerde dioksinin izlerine dikkat çekiyor.

Araştırmacılar zehirli kimyasallar sıralamasında başı çeken dioksinlerin, östrojen gibi “doğal steroid” hormonlarını taklit ederek birçok biyokimyasal reaksiyonu başlattığından söz ediyor. En ufak miktarları bile, akne ve eklem ağrılarından uykusuzluğa, kansere, doğum bozuklukları ve bağışıklık sistemi zayıflığına kadar çeşitli rahatsızlıklara sebep olabiliyor. Dahası dioksinler ve kuzeni “furans” yağda çözünür olduğundan bedenimizdeki yağ hücrelerinde birikme eğilimi gösteriyor. Dioksinlere anne sütünde dahi sıklıkla rastlanıyor. Bebekler yetişkinlere göre 200 kat fazla dioksine maruz kalabiliyor.

Satın aldığımız tuvalet kağıtları, kağıt mendiller, süt veya meyva suyu kartonları, tamponlar, kahve filtreleri, tek kullanımlık çocuk bezleri, peçeteler, kağıt tabakalar vs. eğer klorlu ağartma işleminden geçiyorlarsa düşük dozlarda dioksin içeriyor. Dioksinler bu ürünlerin herhangi birinden yiyeceklere ve vücudumuzun duyarlı kısımlarına geçebiliyor.

Bu bileşiklerin en ufak miktarının bile laboratuvar hayvanlarında kansere sebep olduğu belirtiliyor. ABD Çevre Koruma Bürosu dioksinleri “olası insan kanserojeni” sınıfına alıyor.

Kullandığımız bu ürünler çöplüklerde yakıldığında dioksinler, hava yolu, sanayinin kirlettiği su kaynakları, bu su kaynaklarıyla sulanan tarım ürünleri ve su ürünleri yoluyla da bize ulaşabiliyor. Bu arada kağıt hamuru ve kağıt fabrikalarının atıksularının içerdiği tek zehirli madde dioksin değil. Ontario Çevre Bakanlığı’nın 1986 yılında yaptığı araştırmada alüminyum ve çinko dahil dikkat edilmesi gereken 41 madde (benzen, kadmiyum, kurşun, civa PCB’ler, tölüen vs.) tespit edilmiş.

Dioksinlerden korunma

İyi haber; dioksinlerden, ağartılmamış veya klor içermeyen kağıt ürünleri kullanarak kurtulabilirsiniz. Kötü haber ise; düşük talepten dolayı bunların piyasada bulunmalarının zor oluşu.

Diğer bir çözüm ise geridönüşümlü kağıt kullanmak. Geri dönüşümlü kağıtlarda diğer ürünlere göre daha az ağartma yapılıyor. Düşük sıcaklıklarda çalışılıyor olması da geri dönüşümlü kağıtta dioksin oluşumunu azaltıyor.

Avrupa’da birçok kağıt fabrikasında, ağartma işlemlerinde klor yerine “oksijen”, “peroksit” ve “sodyumhidroksit” kullanılıyor. Fakat teknoloji değişiminin maliyeti kağıt sanayini bu alternatiflerden uzak tutuyor.

Hiç şüphe yok ki, bu problemin cevabı çevreci tüketicilerin yapacakları alışveriş tercihlerinde ve örgütlü tüketici baskısında, hatta kağıt havlu gibi ürünleri hiç almamakta. Bizler bu ürünleri tüketmeyi sürdürdükçe, firmalar ekonomik açıdan başarılı kağıt üretimlerini değiştirmeye girişmeyecekler.

http://www.bugday.org/article.php?ID=115

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz